Ehlibeyt ve Sırları Ölmeden Evvel Ölmek ve Diriliş
Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın selamı, sağlık ve afiyeti hepinizin üzerine olsun, değerli okuyucular…
Cenabı Hakkın rahmet, bereket ve tasarrufu ile sizlere ulaşan bu eser, yıllar süren çileli bir yolculuk ve seyru süluk süreçlerinin sonunda elde edilen melamet zevklerinin zuhura çıktığı 3 kitaplık bir serinin ikincisidir.
Söz konusu 3 kitapta sizlere şeriat, tarikat, ilim, hal ve zevklerinin ötesinde, hakikat ve marifet yolu olan melamet deryasının özünde bulunan, kendinizi ve Rab’binizi tanıma ilmi ilmel ve aynel yakin aktarılmaya çalışılmıştır.
Şimdi müsaadenizle fakir, bu yolculuktaki sürecimden kısaca, sizlere bir referans olması bakımından bahsetmek isterim. Malum olduğu üzere Cenabı Zat’ın her insana bütün esmalarını talim ettirmesi hasebiyle içimizde her birimizin bir kendimizi tanıma arayışı, nereden geldim, nereye gideceğim merakı bulunmaktadır.
Fakir bu noktadaki ilk sorularımın ilk cevaplarını şeriat seviyesinde bir âlim olan babamdan aldım. Bu noktada çocukluk ve gençlik yıllarım adeta cami, ibadethaneler ve şeriatin zahiri ile meşgul olarak geçti.
Devamında içsel arayışın baskın gelmesiyle zahir, hadis, fıkıh, kelam gibi dinsel eğitimler ile bir süre uğraştıktan sonra 1996 yılında Cenabı Hakkın bir vesilesiyle Ahmet Hulusi Efendi’nin “İnsan Ve Sırları Kitabı” ile tanıştım.
O dönemde kitaptaki ilim, zahir, şeriat ilminin üzerinde olduğundan dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Ve bunun üzerine Ahmet Hulusi Efendi’ye ulaşmaya çalıştım. Ancak dönemin karışıklıkları ve şartları icabı bu gerçekleşmedi.
Fakat hakikat arayışında kendimi bilme merkezinde yolculuğum zahir dünya işleri elverdiğince devam etmekteydi. Yıllar alan bu süreç boyunca başta Abdülkerim el-Cilli, Muhiddin İbnül Arabi, Mevlana, Bâyezid-i Bistâmî, Niyazi Mısri gibi ehlullahın eserlerinden insanın kendini tanıma noktasında Cenabı Hakkın bir dostunun manevi rehberliği ile ancak ilerleyip, yolculuk yapabileceği, bunun dışında kulaktan duyma, ezber bilgiler ile hiçbir şekilde insanın kendini ve Rab’bini tanımasının mümkün olamayacağı gerçeğini keşfettim.
Bu keşif ile birlikte bir kâmil mürşit arayışım başladı. Bu dönemde çeşitli tarikatlardan Ahmet Yüksel Özemre, Mehmet Dumlu Hazretleri gibi Allah dostu mürşitlerin sohbetlerinde bulunmak nasip oldu.
Her sohbette alınan ilim ve feyz ile kâmil mürşit arayışım 2009 yılında Halveti Şabani Yolunun büyüklerinden rahmetli Ayhan Irgı Efendi’mle tanışmam ile noktalandı. Kendisi Atatürk Hazretleri’nin de mürşidi olan Arabacı İsmail Efendinin oğlu emekli Albay Vehbi Güloğlu Hazretleri’nden mezun bir zat idi. (Allah şefaatine nail eylesin) Kendisinden hakikat ilminin temellerini ilmel ve aynel yakin düzeyde Tevhid-i Efal ve Tevhid-i Sıfat mertebesinde aldım.
Sonrasında 2013 yılında kendisinin telkini ve yönlendirmesi ile zamanın sahibi İnsan-ı Kâmili olan Seyyid Mustafa Altun Hazretleri’ne intisap ettim, nitekim bu emrinin üzerinden 6 ay geçince Ayhan Irgı Efendim âlemi bekaya intikal etti.
İşte o vakit kendisinin bu emrinin hikmetini anladım. Sonrasında seyru süluka devam ile Mustafa Altun Efendim Fakire kendini tanıma ve Rab’bini bilme noktasında hakkel yakin düzeyde melamet ilmini, zevklerini tahsil ettirdi. (Allah kendisinden razı olsun)
İşte bu 3 serilik kitapta sizlere yaklaşık 29 yıldır içerisinde bulunduğum söz konusu hakikat ilmi zevkleri ve melamet deryasının halleri halka hizmet, hakka hizmet desturundan hareketle bazı noktalarda dünyada bugüne kadar örneği olmadığı şekilde, usül gereği ilmi ledünni sırları çok açmayarak, ancak istidadı uygun akıl sahiplerince anlaşılacak bir üslupla izahlar, özetler ve görsel anlatımlarla sunulmuştur.
Elbette hakikat ilmi ağır olup, ancak istidadı uygun olanlarca, istidatlarınca alınacaktır. Bu noktada bazı masumların, hakikat ilminin istismarcılarınca ayaklarının kaymasını önlemeye yönelik tecrübe aktarımlarında bulunulmaya çalışılmıştır.
Kuşkusuz hakikat ilmi sadece bu tür kitaplar ve benzeri kaynaklarda yazılanların okunup öğrenilmesi ile anlaşılamaz, kişinin tam manasıyla kendini ve Rab’bini tanıması ancak gerçek bir kâmil mürşide biat etmesi ile mümkündür, zira Cenabı Allah zül celal vel ikram… İnsana kitap, internet vb araçlarla değil ve fakat ancak insandan tecelli eder. O halde tüm arayıcılara bir kâmile başvurmalarını tavsiye ederim…
Bu yolculukta ve yolda Cenabı Hakkın her birimizin işlerini kolaylaştırmasını, melamet ilminin nasibi olanlara, arayıcılara nasiplerince ulaşmasını Cenabı Rab’bimden niyaz eder, hepinize sevgi ve muhabbetlerimi sunarım…
21 Mayıs 2025
Veli YILMAZ
“Veli her şeyi saklar ama saklanmaz nazar.
Sırrını izhardan da sürekli eder hazar
Her an zinde her an Hayy, harimidir Mevla’nın,
Sûreti sîretine, bil ki olmuştur mezar.”
Ganiyyi Muhtefi





